Bölüm 2 Üç Türbanlı Bayan, Üç Aile - Kankalar An

Bölüm 2 Üç Türbanlı Bayan, Üç Aile - Kankalar AnAradan yıllar geçti. Üniversite bitti, üç kafadar meslek peşinde koşarken ayrı düştüler. Turgut Malatya'da bir kamu kurumunda mühendis olarak işe başladı. Fuat Edirne'nin bir köyünde öğretmen oldu. Kenan ise Ankara'da bir şirkette iş buldu. Artık üniversite yıllarının hızlı yaşantısı bitmiş, sevgililer, barlarda takılmalar, ateşli geceler geride kalmış, bir yuva kurma vakti gelmişti üçü için de?Fuat okuldaki bir arkadaşının tavsiye ettiği, kendisi gibi öğretmen olan Yeşim ile tanışmak için sömestre tatilinde Ankara'ya gitti. Yeşim Ankara'da bir okulda öğretmenlik yapıyordu. İlk tayin yeriydi orası. İki sene içinde zorunlu hizmet ataması yapılacaktı. Yer değişikliği yapmak istemiyordu. Fuat ise Edirne'de zorunlu hizmetini tamamlamıştı. Eğer Fuat Ankara?ya tayin olursa ve evlenirlerse Yeşim'in yer değişikliği zorunluluğu ortadan kalkacaktı. Fuat Yeşim'in bir fotoğrafını görmüş ve telefonda konuşmuşlardı. Kumral saçlı, genç, güzel bir bayandı. Aslında onun gönlü uzun zamandan beridir türbanlı bir bayanla evlenmekten yanaydı. Üniversitede ve çalıştığı okulda türbanlı sevgilileri olmuştu ama çeşitli nedenlerle ilişkileri yürümedi. Belki onlarla cinsel birliktelikler yaşayabilseydi içindeki özlem bitecekti ama bir türlü olmamıştı.Ankara'ya geldiğinde bir otele yerleşti. Ertesi gün Kızılay'da buluştular. Karşısında bordo türbanlı, siyah ceket ve pantolonlu, güzel yüzlü orta boylarda bir bayan bulunca çok şaşırmıştı. Yeşim aslında türbanlı bir bayandı. Üniversitede son bir yıl türban takmayıp biraz daha özgür hissedeceği bir hayat yaşamak istemişti. Ailesinin ise bu durumdan haberi yoktu. Fuat?taki resim bu döneme ait bir resimdi. Sonra türbanlı ya da türbansız çok bir fark görmediği için ve ailesinden de çekindiğinden tekrar türban kullanma kararı almıştı. Bu duruma en çok sevinen ise Fuat olmuştu tabi.Kenan işyerinde sekreter olarak çalışan Aslı'ya tutulmuştu. Bu tutulmada en büyük etken Aslı'nın türbanlı ve çok seksi bir vücudunun olmasıydı. Güzel bir kızdı Aslı. Uzun boylu, zayıf ama poposu biraz genişçe ve yuvarlak, göğüsleri de dolgundu. Genellikle uzun etek giyer, ince belinden başlayan etek geniş kalçasından geçip bacaklarına salınırdı. Üzerine de açık renk ince bluzlar giyer ve göğüs kısmı her zaman dar olurdu. Kenan'dan da hoşlanıyordu. Fırsat buldukça sohbet ediyorlar ve birbirlerini tanıyorlardı. Aralarındaki elektriklenme onları evlilik yoluna sürüklemişti.Turgut işe başlar başlamaz ailesi, memleketi Konya'dan bir kız bulmuşlardı evlenmesi için. Başta bu duruma çok karşı çıkmıştı Turgut. Görücü usulü evlilik gereksizdi ona göre. Zaten kendisi her fırsatta bir bayanla tanışıyor, zaman zaman da birlikte oluyordu. Gerçi Malatya'da işler İstanbul'daki kadar iyi değildi bu açıdan. Ve o da aradığı türbanlı bayanı bir türlü bulamamıştı. Memleketine geldiği bir tatilde annesi istedikleri kızın resmini gösterdiklerinde işler 180 derece yön değiştirdi. Kızın adı Selin'di. Yıllar öncesi yaşadığı en büyük zevkin kaynağı Yeliz'in sanki o yaştaki ikiz kız kardeşiydi. Giydiği elbise bile koyu sarı rengi, incecik belini sarması ile Yeliz'i hatırlatıyordu. Yalnız kızın tek bir şartı vardı. Büyük bir şehirde oturmak istiyordu. Malatya'da uzun müddet kalan Turgut tayin olacak bir yer aramış ve tüm yollar Ankara'ya çıkmıştı.Üniversitenin ardından 5 yıl sonra üç arkadaş tesadüfler neticesi üç türbanlı genç güzel kızla evlenmiş ve üçü de Ankara'ya yerleşmişti. Evlilik zamanları da birbirlerine yakın olmuştu. Evlendikten sonra da bu kez aileler arkadaş oldu. Birbirlerine çok yakın oturmasalar da komşu gibiydiler. Her iki üç haftada bir mutlaka bir evde toplanır, sohbet ederler, OKEY, pişti, tavla gibi oyunlar oynarlardı. Başta kızlar utangaç davransa da gün geçtikçe hepsi sanki okul arkadaşı gibi olmuştu. Bazen gün içinde Whatsaptaki ?Kankalar? adlı gruplarından mesajlaşırlar, birbirlerine fıkralar yazarlar, espriler yaparlardı. Kıskançlık diye bir dertleri yoktu. Çünkü herkes eşine ve arkadaşlarına çok güvenirdi. Öyle ki işleri olduğunda eşlerinin yardımına imkânı olan arkadaşının gitmesi için aracı olurlardı veya bayanlar doğrudan kocasının bir arkadaşını arayıp yardım rica edebilirdi.Hal her ne kadar böyle olsa da, Selin, Kenan ve Fuat için Yeliz'in bir kopyasıydı ve her gördüklerinde akıllarına o müthiş günü getiriyordu. Bazen istemsizce ona iltifatlar ediyorlar, bir isteği olsa da yapsak diye ağzının içine bakıyorlardı aşırıya kaçmadan. Yine de aralarında cinsellik düşüncesi yoktu. Yani herkes karşısındakini eşinin arkadaşı veya arkadaşının eşi olarak görüyordu. Üstelik bayanların üçü de türbanlı, muhafazakâr aile çocuklarıydı. Yani onlar için cinsellik sadece kocalarıyla aralarında olmalıydı. Diğer erkekler sadece birer arkadaştı.