Durum
Profil detaylarını görmek için üye girişi yapmalısınız Üyeliğiniz bulunmuyorsa Kayıt ol linkine tıklayarak kayıt olabilirsiniz. |
Güzelden kötüye gidiş! 1
Post #1
Güzelden kötüye gidiş! 1Merhaba nasılsınız? Yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz yine... Hadi bakalım eller penislere =)*Ev ile iş yerim arasında uzun mesafe olduğundan hergün saatler boyu trafik çekmekten gına gelmişti. İstanbul'u bilenler vardır. Her geçen gün daha da çekilmez hale geliyordu. Ee yaşım da artık ailemle oturmaya el vermiyor kendi dğzenimi bir şekilde kurmamın zamanının geldiğini işaret ediyordu.Aileme bir kaç kez konuyu açtım ama ne gerek var filan diyerek bahaneler türetiyorlardı... Yine de kafama koymuştum ayrılacaktım!Geçen kış yağmurlu havalarda sık sık otobüslerin sefer aksaklıklarının peşine bir de yoğun kar yağışında eve 8 saatte ulaşmam bardağı taşıran son damlaydı.Bir kaç tartışmadan sonra nihayet aileme bunu kabul ettirmiştim. Hemen iş yerime yakın bölgelerden daire arayışlarıma başladım. İki üç haftanın sonunda otobüsle 15 dakikada ulaşabileceğim bir sitede 1 1 güzel manzarası olan bir daire buldum. Sözleşmesiydi depozitosuydu derken işimi aksatmayacak şekilde bir kaç günde işlemleri tamamladım. Nihayet kendime ait bir evim vardı lakin pat diye de taşınılmıyo tabi. Bomboş ev eşya lazım hani...Eşden dosttan , ikinci el satcılarından derken bir kaç günde önemli olan buzdolabı, baza, perde, halı gibi eksiklerimi tamamladım. İlk başlarda bir gün ailemle bir gün evimde olacak şekilde gidip geliyordum. Evimin eksikliklerini gidermeye çalışıyordum. Sadece çamaşır makinesi kalmıştı. Onu da bir müddet haftasonları aileme giderek hallederim diye plan yapmıştım. Gerisi de artık zamanla oturacaktı.Yavaş yavaş evime ısınıyordum artık aileme fazla gitmemeye başlamıştım. Zaten akşam yemeğini çok aramıyordum. İşten geldiğimde bir demlik çay zeytin peynir iştahım ne istiyorsa hafif atıştırıyordum. Yatana kadar telefonumdan müzik açıp şarkı mırıldanarak evin içinde dolaşıyorum mutluluktan... İlk heyecan ya hani, aramıyo insan hiç bişey....İki üç hafta sonra salonumda bir kanepem vardı oturdum sosyal medyadan gündeme bakıyor mizah sayfalarını dolaşıyorum filan, net paketim bitti... Ee napcam şimdi televizyon yok tamam ama insan internet bağlatmayı nasıl unutur? Her gece 1den önce uyumayan biri olarak 11de yatağa doğru söve söve gittim. Ertesi gün net aboneliğine başvurdum ya tabi bi de pc lazım bana... Bi şekilde onu da hallettikten sonra bir hafta içinde internetime de kavuştum. Artık film dolu belgesel dolu bol bol müzik dolu akşamlarım gecelerim... Haftasonları da arkadaşlarımla bira içmelerimiz zaten daha ilk günlerden başlamıştı.*Herşey rolantiye otururmuştu aşağı yukarı... Ama aklıma gelmeyen içimde saklanan bir duygu heeey beni unuttun dercesine bağırıyordu. Oysa ayrı eve çıktığımda en çok beklediğim, kendi halimde rahat rahat yaşayabileceğim gay duygularımı nasıl unutabilmiştim. O kadar da evin içinde çıplak gezdiğim halde aklıma neden gelmemişti ki? Duş alırken bir an gözüm aynadaki yansımamda popomu görmemle hatırlamamı sağlamıştı. Heyecanla hemen kimsenin görmemesi için sakladığım kilitli özel eşya kutuma koştum. O kadar heyecanlıydım ki kurulanmadan üzerimden suları damlata damlata gitmiştim. 17 cmlik koca oğlanı çıkardım kutudan ve banyoya geri koştum. Suyla temizliğini yapıp duşa kabinin içerisinde duvara vantuzunu monte ettim kalçamın hizasında. Önce diz çöküp bi güzel tükürükleyerek sakso çektim. Kalkıp deliğimi dayayıp yavaş yavaş içime almaya başladım. Ama bir kaç aydır yapmadığım için zorlanıyordum. Ailemin evindeyken rahat olmadığım için zaten çok sık kullanmıyordum. Biraz uğraştıktan sonra almıştım içime. Kalça hareketlerimle gidip geliyordum ama yalnızlığa alışmadığım için içimde hep bi telaş olduğundan daha haz almaya başlamadan yeter bu kadar deyip içimden çıkardım. Tekrar temizliğini yaptım ve odama giderek kutusuna koyuyordum ki jetonum yeni düşmüştü. Arkadaşım artık senin kendi evin gizlemek neyin nesi diye kendime gülerek sövdüm =) nasıl olsa anahtar da vermemiştim kimseye ne gerek vardı tek başımayken gizliliğe... Odamdaki çekmeceli dolabın üstüne bırakıverdim. Lazım olacağı zaman en kolay yerdeydi artık. Mutlu mutlu eşofmanımı giyerken gözüm bu sefer aynaya takılmıştı. Aklıma aynanın karşısında dildomu sokup izlemek geldi ama dikkat ettim de benim o dolgun ve sıkı popom ne kadar bakımsız kalmıştı... Neyse aceleye gerek yok yarın zaten cuma bakımımı yapıp daha rahat olurum ertesi gün de tatil bi güzel uyurum diyerek geç saate kalmamak için yattım.Ertesi gün işteyken akşama kadar neler yapabileceğimi planladım kurguladım durdum. İşten çıkınca önce düşündüm gibi bir mobilyacıdan güzel bir boy aynası alıp eve geldim. Aynayı banyoya bırakıp makete gidip hem yiyecek birşeyler aldım hem de tüy dökücü, jilet aldım. Tam kasaya doğru gidecekken aklıma krem geldi. Hangisinden alacağıma bakarken bebe yağı dikkatimi çekti. Hiç denememiştim ve merak edip onu alıp kasaya geçtim. Eve gelince ilk işim daha kapıdan girer girmez hemen soyunup malzemelerim ile banyoya koşmak oldu. Yarım saat süren zahmetle vücudumdaki tüm kılı tüyü temizledim. Aynada kendimi tamamıyla görmeden önce üzerime havluyu dolayıp ufak bir atıştırma için mutfağa geçtim. Kendimi daha da sabırsız hale getirmeye çalışıyordum. Yine de bacaklarımın çok güzel olduğunu görmüş ve kendi tüysüz bacaklarıma bile tahrik olmuştum. Atıştırırken faceme filan bakıp normal bi şekilde vakit geçirdim. Ve sıra o beklediğim anlara gelmişti. Önce bıraktığım yerden boy aynasını duş kabininden görecek şekilde monte ettim. Bu biraz uğraştırmıştı beni. Havlumu çıkarıp kendimi izlemek için vakit gelmiş nasıl göründüğümü doyasıya izlemek için heyecanlanmıştım. Ama o heyecanlı anımı kesmemek için herşeyin tam olması gerekiyordu. Hızlıca odamdan vibratörümü alıp geldim. Kabin içine aynadan yan görünecek şekilde vantuzladım. Eğilip bir öpücük aldım ve aynanın karşısına geçip havlumu üzerimden çıkardım. Daha önce de tüylerimi temizlediğim olmuştu. Bazen sadece popomu bazende dize kadar bacaklarımı almıştım. Vücudumun şekli de fena değildir ama aynada baştan aşağı pasparlak şekilde ilk defa görmüştüm ve kendi kendime hayran kalmıştım. Sağa sola geriye dönüyor eğilip kalkıp her açıdan nasıl göründüğümü inceliyorken vücuduma aldığım bebe yağını bir güzel yedirip vücudumun ateşli bi şekilde parladığını izlerken kendi vücuduma sikimin nasıl kabardığını farkettim, minik bi tokatla "senin işin yok canım uyu sen bakim" diyerek espiri yapıyordum =) artık iyice tahrik olmuşken vibratörümün de olaya katılma vakti gelmişti. Çömelip sıvazladım gözüm aynadayken gırtlağıma kadar alıyor delice yalıyordum. Bu arada belimi kırıp kalça mı yukarı kaldırarak parlak kıçıma bakıyor bir elimle avuçlayıp şaplaklar atıyordum. Tüysüz popomu okşamak inanılmazdı. Aktiflerin neden parlak popo sevdiklerini anlıyordum. İyice ısladığım aleti artık içime almamın vakti gelmişti. Arkamı dönüp deliğime dayadım. Hem tahrik olduğum için hem de bebe yağı ve tükrüğümün etkisiyle önceleri zor aldığım vibratör yılan gibi kayarak içime giriyordu.Yaklaşık bir saat boyunca vibratörümle yapabileceğim bütün pozisyonları aynada kendimi izleyerek yapmıştım. Müthiş haz alıyordum. Son olarak yere koyup sırtımı duvara dayayarak üzerinde oturup kalkarken gözlerimi kapattım ve göğüslerimi okşayarak gerçek birinin olduğunu hayal ederek inlemeye başlamıştım ve bir kaç dakikanın sonunda soluk soluğa bir halde prostat orgazmımı yaşadım. İki dakika o şekilde oturup hafif suyu açarak altında dinlendim. Nefesim düzeldiğinde vücudumdaki yağı çıkarmak için duşumu alıp çıktım. Tek yaşamanın avantajı diyerek banyoyu o halde bırakıp eşofmanlarımı giyip uyudum. Hiç bir şeyi saklamak zorunda değildim artık... Zaten o gecenin güzelliğiyle ertesi gün de yapacaktım. Ama sabah kalktığımda deliğim çok feci şekilde acıyordu. Çalışırken çok canım yanmıştı ve aksayarak yürümek zorunda kalmıştım. İş arkadaşımlarım sorduklarında belimi zorladım ağır kaldırdım filan diyerek geçiştirdim. Bir kaç gün ara vermeye karar kıldım bu durumda.Sonraları artık alışmıştım. Kendime külotlu çoraplar, tangalar, vücut çorabı almıştım bir kaç parça... Haftasonları bazen arkadaşlarım geldiği için kıyafetlerimi vibratörümü saklıyordum. Hafta içleri ise her gün başka bir şekilde kendimi mutlu ediyordum. İşten eve koşa koşa geliyordum. İş arkadaşlarım bazen mesai bitimi takılmak isteler bile temizlik yapcam, misafir gelcek gibi bahanelerle evime geliyor parlak götümle aynanın karşısına geçip vibratörümün kölesi olarak buluyordum kendimi...Kendi halinde takılan kimseye ihtiyacı olmayan bir gaydım... He arada gerçek erkek olmasını istediğim zamanlar da oluyordu ama böyle de işimi görüp mutlu oluyordum...*Kendi halimde yaşadığım mutlu günler 2 ayı geçmişti. Bu sürede evimin her noktasında türlü fantaziler yaşamış hatta bir vibratör daha almış ve hem anal hem oral olarak kendimi tatmin etmeye devam ediyordum. Bazen üç günlük aralar verip sonrasında daha zevkli geçmesini sağlıyordum. Çok zor geçirirdim o araları. Bazen hafta sonları tanıdıklarımın bile gelmesini istemiyordum ama sosyallikten kopmamak adına çok kafamı takmıyordum. Belki bir gün sıkılacaktım ama o zaman gelene kadar tam gaz devam diyordum kendime...Bu arada komşularımla, çevredeki esnaflarla tanışmıştım. Hepsi ile güzel sohbetlerimiz olmaya başlamıştı. Üzerime para almayı unuttuğumda sonra ver akın kardeşim diyenler, akşamları bekar adamsın al yersin diyerek yemek getirenler... Baya seviliyordum artık bu zaman içinde. Güler yüzle efendilikle kim sevmezdi ki beni... Sitede olmamıza rağmen kapı komşularımdan daha çok alt ve üst katlardaki komşularımla daha haşır neşirdik. Özellikle üst katta Ahmet abi ile kafamız daha uyuşuyor, Perihan yenge de halimi hatrımı sormadan geçmiyordu. Bi kaç kez zorla yemeğe davet etmişlerdi. Kolumdan tuta tuta...İki oğulları vardı. Büyük 27 yaşında öğretmenmiş Kastamonu'da görev yapıyormuş. Onunla emsalim diyerek bu kadar üstüme düşüyorlardı sanırım. Bir de küçük oğulları Çağatay vardı. 19 yaşında üniversiteye hazırlanıyordu. Biraz sıska benimle aynı boyda kumral bi çocuktu. Biraz futbol hastasıydı. Her gittiğimde elinde kumanda spor kanallarını izler durur pek sohbete katılmasada neşeli bir tipti. Ahmet abi onun bu takıntısına biraz tepkiliydi ama onunla beraber izlemekten de alıkoyamazdı kendisini. Bazen onların davetini kabul ettiğim için mecburi şehvet günlerime ara verdiğim de olmuştu.Bir çarşamba akşamı eve gelmiştim. O gün ara verdiğim günlerden biriydi. Haftasonuna kadar fantazim olmamasını kararlaştırmıştım. Haliyle banyom, odam derli toplu bi şekildeydi. Kahve yapıp oturdum pc başına ne var ne yok karıştırıyorum siteleri. Kapı zili çaldı. Kapıyı açtım karşımda Çağatay vardı.- Akın abi iyi akşamlar iyi akşamlar kardeşim buyur?- ya şampiyonlar ligi maçı var annemin de dizisi var. Bu aralar modem bi çekiyo bi çekmiyo. Maçı izliyosan eşlik edeyim he izlemiyordum ama izlerim tabi gel buyur kimin maçı var?diyerek Ahmet abilere hürmeten aldım içeri. Tabi ben de seviyorum maç izlemeyi ama öyle takip etmem denk gelirsem keyfime göre izlerdim. Pcden açmasını söyleyip ona da bi kahve yapmaya koyuldum. Oturup izlemeye başladık. Sohbetimizde güzeldi. Masanın üzerinde sigaramı görünce çekine çekine baktığını gördüm ve istiyorsa içebileceğini söyledim sır çıkmazdı benden. Maç keyifli bi şekilde bitmişti. Giderken- Abi seninle iyi oluyomuş izlemek arada gelsem olur mu? tabi kardeşim olur. İzlerken içeriz habersiz oldu bugün kahve vardı- olur mu abi ya ne farkeder. Cumartesi akşamı Fenerin maçı var gelirim tamam o zaman görüşürüz iyi geceler deyip yolladım. Fincanları yıkayıp son bi keyif sigarası içip yattım.Cuma günü akşam eve koşa koşa geldim. Tüm azgınlığım ile duşumu alıp temiziğimi yaptıktan sonra yatağımın üzerine pcmi koyup vibratörlermi de alarak uzandım. Güzel bir travesti pornosu açıp oradaki pozisyonları taklit ederek bir elimdekini götüme diğerini ağzıma alarak kendimi mutlu etmeye başlamıştım. İki film sorası nefes nefese yığıldım yatağa... Öyle güzel geçmişti ki malzemeleri toparlamadan öylece uyudum. Sabah 10 gibi uyandım. Kahvaltımı yapıp haftasonu temizliğine başladım. Akşama Çağatay geleceği için seks oyuncaklarımı çekmeceme kaldırdım.Akşam olmuş bütün gün temizlik yapmıştım. Market alışverişimi yapayım edeyim derken maç saati gelmiş Çağatay kapıya dayanmıştı. Elinde 4 bira ile kapıyı açar açmaz içeri sıvıştı. Yine keyifli maç seyri yaşamıştık. Bir sonraki fener maçına yine sözleştik. Durumdan şikayetçi değildim. Tek yaşamak güzeldi ama onun bu gelmeleri farklılık oluyordu. Zaten onun geldiği vakitlerde zevk işim yoktu. İyi denk geliyordu ki öyle olmasa arkadaşlarıma bile bahane bulurken ona da bulurdum.Ertesi haftasonu yine birlikte fenerin maçını izledik. Hafta içi ise ben ve oyuncaklarım güzel güzel oynamıştık.Maçtan sonra,- abi geliyorum böyle ama rahatsız olmuyosun dimi yok Çağataycığım işim olduğu zaman söylerim. Problem değil- peki abi hafta içi şampiyonlar ligi maçı var yine izler misin? kimin?- x ile y nin maçı hee bak o izlenir- tamam abi anlaştık o zaman...Pazar günü arkadaşlarla dışarıda baya takılmıştık. Eve geldiğimde duştan sonra uzandım. O gün pek eğlenme isteğim olmamıştı. Pazartesi işten gelince duşa girdim ve oyuncaklarımla bu sefer banyodayken iki günü telafi edeceğim diye baya bir oynadım. Bu arada deliğimde alışmış bu sıklıkla oynamalarıma ama yinede çoğu zaman zorlamamaya çalışıyordum. Zaten oyuncaklarımdan yeni olanı küçük boyutlu almıştım en çok onu kullanıyordum. Diğeri büyük olduğu için oralda kullanırdım ki büyük yalaması daha güzel oluyordu. Bu şekilde bir rolantideydim. Ha ama zevki bana hayli hayli yetiyordu. Neyse o iki günü telafi etcem diyerek baya zaman geçirdim. Günlük ev işlerini öncesinde yaptığım için uyku saatimi geçirmiştim. Sonunda uyku ağır bastırmıştı. İşim bitince yine tembellik edip birini duş kabinin duvarında diğerini banyo dolabının kenarına bırakıp gidip yattım.Ertesi gün işim çok yoğun geçmiş savaştan çıkmış gibi yorgun argın gelip direk kanepe üzerine yığılmıştım. Biraz oturup öylece boşluğa bakarak kafamı boşaltmaya çalıştım. Yarım saat kadar oturduktan sonra kalkıp bişeyler hazırlayıp yedim. Bir taraftan da laptobumdan faceme bakıyordum hafif bir müzik açıp deşarj olmaya çalışıyordum. Yemeğim bitince bir de üzerine bi sigara yakıp oturmaya devam ettim. Öyle takılırken kafamda bugün hiç cinsellik olmadan vakit geçirdim. Ki birden zil çaldı. Açtığımda baktım Çağatay 'dı.- abi naber maça hazır mısın? Bak bugün bu maç boş geçmez diye bira da aldım. hadi ya bugün müydü maç? Geçen çarşambaydı diye aklımda öyle kalmış- evet abi bugün ama istersen izlemeyelim yorgunsan filan yok kardeşim ya gel zaten kafa dağıtacak bişeyler arıyorum kafam kazan gibi oldu işten.Oturup başladık maçı izlemeye... Gırgır şamata derken maç heyecanlı geçiyordu benim neşem yerine geldi. Devre arası olmuştu- abi ben bi tuvalete gideyim devre bitsin diye patlıcam nerdeyse tamam git gel benim de gelmeye başladı,O içeri girip kapıyı kapatınca telefonum çaldı arkadaş arıyordu. İkinci yarı başlamak üzereydi ki kapattık. Baktım Çağatay geçmiş ekran başına sessizce oturuyordu. Bi sigara yakıp yanına oturdum. Bi kaç dakika geçmiş Çağatay'dan ses soluk çıkmıyordu. Maça nasıl kilitlenmiş diye düşünüp artık isyan eden mesanemi boşaltmak için tuvalete kalktım. Banyonun kapısını açtığım anda gözüme dolaptaki büyük oyuncağım çarptı. Aman amannnn!!!Panikle hemen alıp dolabın çekmecesine koydum ikisini de ama çocuk göreceğini görmüş bu saatten sonra saklasam ne fayda... Banyodan dışarı çıkamıyordum utançtan ama çıkmam lazımdı. Bi cesaret çıkıp normal bir tavırla yanına oturdum. Kalbim hızla atıyor sesi kulağıma geliyordu resmen. O andan itibaren tek kelime dahi etmeden maçı izleyip bitirdik. Çağatay iyi akşamlar deyip yüzüme bile bakmadan kalkıp gitti.İçim içimi yiyordu. Umarım kimseye söylemez diyerek temenni ediyordum. Onun haricinde en fazla bi daha görüşmezdik o yüzden çok mühim değildi.
|
|
Alıntı |